3 yaşına kadarki beslenme tüm hayatı etkiliyor
| Anne baba bebek aile çocuk annelik yazıları ve anne deneyimleri
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, erken
çocukluk ve ergenlikte aşırı şeker tüketiminin insülin direncini
tetiklediğini ve yetişkinlikte kronik hastalıkların yanında
depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklara da
neden olabildiğini bildirdi.
Prof. Dr. Yıldız, "beslenmede tekrar normal düzene dönerken
ani ve hızlı davranmamak, kademeli hareket etmek gerekiyor.
Aile ziyaretleri, kalabalık sofralar ve çikolata, tatlı gibi
besinler çok fazla ikram ediliyor. Hem mide ve bağırsaklarımızın
hem de tüm vücudumuzun bu yeni düzene adapte olabilmesi için
güne mutlaka hafif bir kahvaltıyla başlanmalı." ifadesini kullandı.
Öğle ve akşam yemeklerinde sebze tüketilmesi, lifli gıdalara
ağırlık verilmesi gerektiğini, protein ihtiyacının ise yağsız
et, balık veya baklagillerden karşılanabileceğini anlatan Yıldız,
"Tatlı ihtiyacını giderirken kuru meyve ve sütlü tatlıları tercih
etmek önemli. Şerbetli, baklava gibi geleneksel tatlılardan
mümkün olduğunca uzak durmak, tüketilecekse de son derece sınırlı
tüketmek gerekli." bilgisini paylaştı.
"AŞIRI ŞEKER TÜKETİMİ, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ZAYIFLATIYOR"
Prof. Dr. Yıldız, bayramda tatlıların öğün yerine karın doyurma
amaçlı tüketilmemesi, hem çocuklar hem de erişkinlerin karbonhidrat
tüketimini mümkün olduğunca sınırlamasının önem taşıdığını söyledi.
Aşırı şeker tüketiminin zararlarına da değinen Yıldız, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Şekeri mutlaka kontrollü tüketmek gerekiyor. Karbonhidrat vücudumuzun
ihtiyacı, enerji kaynağımız ama aşırıya kaçtığımızda, şekeri
aşırı tükettiğimizde birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyoruz.
Bunlardan ilki aşırı şeker tüketimi, bağışıklık sistemini zayıflatıyor.
Kalitesiz karbonhidrat, yüksek miktarda şeker alımı, kalp damar,
diyabet gibi kronik hastalıklar ve kansere de davetiye çıkarıyor."
"ERKEN ÇOCUKLUK VE ERGENLİK İNSÜLİN DİRENCİNDE EN RİSKLİ DÖNEM"
Özellikle ilave şeker içeren içecekler ve paketli gıdaların
sürekli tüketiminin bağımlılık yapabildiğini vurgulayan Yıldız,
şunları kaydetti:
"Erken çocukluk dönemi ve ergenlik, şeker tüketimi açısından
insülin direnciyle beraber en yüksek riskli olarak tanımladığımız
dönemler. Bu dönemlerde aşırı şeker tüketimi, insülin direncini
tetikliyor ve erişkin çağda diyabet, kalp damar hastalıklarının
yanında depresyon, duygu durum, kaygı bozuklukları, demans,
alzaymır, çeşitli kanserler ve polikistik over sendromuna yol
açabiliyor." Birçok uluslararası bilimsel çalışmada bu sonuçların
gösterildiğine işaret eden Yıldız, "Çocukluk ve ergenlikte insülin
direncinin yüksek olması, yaşamlarının geri kalan bölümünde
fiziksel hastalıkların yanında duygu durum bozuklukları, depresyon,
kaygı bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıklara da meyillerini
artırıyor." diye konuştu.
Yıldız, insülin direncinin, kandaki şeker düzeyinin yeterli
ve hatta yüksek ama hücrelerin aç durumda kalması nedeniyle
ortaya çıktığını, bu durumda pankreas dokusunun daha fazla insülin
salgılamaya çalıştığını ve sonuçta şeker hastalığının görülebildiğini
söyledi.
"TAT DUYUSU ÜÇ YAŞINA GELMEDEN GELİŞİYOR"
Prof. Dr. Yıldız, ayrıca çocuklarda tat duyusunun çok erken
dönemde geliştiğine dikkati çekerek, ailelere şu uyarılarda
bulundu:
"Çocuklarda tat duyusu daha 3 yaşına gelmeden gelişiyor. Yani
bir çocuğun 3 yaşına gelene kadar neyle beslendiği, 33 yaşında,
53 yaşında da hangi besini canının istediğinde belirleyici oluyor.
Bu nedenle bu yaş grubunu paketli gıdalar, şeker ve karbonhidrat
ağırlıklı beslenmeden mutlaka uzak tutmamız, karbonhidratın
da kaliteli gruptan yani sebze, salata, meyve tarafından alınmasını
sağlamamız çok önemli."
ENSE, BOYUN VE KOLTUK ALTINDA RENK KOYULAŞMASINA DİKKAT
İnsülin direncinin toplumda her 4 kişiden 1'inde görüldüğünü,
çocuklarda da ortaya çıktığını aktaran Yıldız, hastalığın uzun
süre belirti vermeden seyredebildiğini ama bazı belirtilerin
de uyarıcı olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, "İnsülin direnci olan çocuklarda
ense, boyun ve koltuk altında renk koyulaşması olabiliyor. Çocuk
ve ergenler ile yetişkinlerde, sık acıkma, tatlı krizleri, özellikle
karbonhidrat ağırlıklı bir öğün yedikten sonra birkaç saat içinde
terleme, titreme, uyku, dalgınlık yaşanabiliyor." şeklinde konuştu.
Genç kızlarda adet düzensizliğinin, bir anda hızlı kilo alımının
da insülin direnci belirtileri arasında yer aldığını, bu tip
durumlarda bir uzmana başvurulması gerektiğini vurgulayan Yıldız,
ayrıca bel çevresinin kadınlarda 80, erkeklerde ise 94 santimetrenin
üzerinde bulunmasının çok önemli bir belirti olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Yıldız, insülin direncine karşı "sağlıklı beslenme,
düzenli uyku, stres kontrolü ve düzenli egzersiz" kelimelerinin
baş harflerinden oluşan, kısaca "BUSE" olarak adlandırdığı formülün
en önemli tedbir olduğunu sözlerine ekledi.
Giriş Tarihi: 06.11.2023
Kaynak
Resim kaynak
grafiksaati.com[at]gmail.com
|