Bağışıklık arttıran gıdalar
Bağısıklığı arttıran gıdalar
Bağışıklık sistemi ya da vücudun savunma mekanizması her mevsim güçlü olmak
zorunda. Özellikle de bakteriler ve virüslerle sık sık karşılaştığımız
sonbahar ve kış aylarında… Bunun için yapılması gereken ise basit...
Diyetisyen Emre Uzun, özellikle kış aylarında bağışıklık sisteminizi
güçlendirecek ve vücut direncinizi ayakta tutacak besinlerin listesini
sıraladı.
Probiyotik denen faydalı bakteriler
Probiyotik zengini besinlerin bağışıklık sistemini koruduğu tezi bugün de
geçerli. Bağırsaklarda yaşayan ve faydalı bakteriler olarak bilinen
probiyotiklerin görevlerinden biri de bağışıklık sistemini uyarmaları.
Bağırsakların iç yüzeyini de koruyan probiyotikler, besinlerle birlikte
aldığımız ancak zararlı maddelerin de bağırsaklara geçişini önlüyor.
Bitmedi… Probiyotikler, üst solunum yolu enfeksiyonu gelişme riskini %42'ye
kadar azaltıyor ve hastalar düzenli probiyotik kullandığı takdirde
antibiyotiğe duydukları ihtiyaç hem %33 daha az oluyor hem de hastalıkları
daha hızlı iyileşiyor!
En iyi probiyotik kaynakları ise şöyle: Lahana turşusu, doğal fermantasyon
turşusu, yoğurt, kefir ve ayran…
Hastalıkların korktuğu C vitamini
Her kış semt pazarlarını, manav raflarını dolduran portakal, greyfurt ve
mandalinanın kusursuz birer C vitamini deposu ve etkili birer bağışıklık
güçlendirici olduğu artık gayet iyi biliniyor. Yeşil biber, koyu yeşil
yapraklı sebzeler, brokoli, çilek, domates, papaya ve bezelye de C vitamini
zengini diğer besinler olarak sıralanabilir.
C vitamininin antibakteriyel ve antienflamatuar olduğu da ortada… Bunun
dışında hem enfeksiyona karşı vücudu koruyan bir kalkan görevi üstleniyor
hem de cilt bütünlüğünü koruyor. C vitamininin virüs veya bakteriyel
enfeksiyonlara karşı bağışıklık hücrelerini koruyan bir antioksidan olduğu
ise son yılların buluşu.
Yani insan C vitamini alarak sadece bağışıklık sistemini güçlendirmiyor,
enfeksiyona yakalanma olasılığını da en aza indirgiyor. Hatta hastayken
alınan fazladan C vitamini de iyileşme sürecini hızlandırıyor. Uzmanların bu
noktada önemli bir uyarısı da var: “C vitamini takviyeleri yerine C vitamini
içeren gıdaları tercih edin çünkü bu gıdalarda, takviyelerin içermediği
yararlı bileşikler de var!”
Kışın mutfaktan zencefil eksik olmasın
Zencefil biyoaktif yani canlı organizmalar, dokular ve hücreler üzerinde
etkili olan bir gıda maddesidir. Çünkü kendisi de tıpkı antibiyotikler,
enzimler ve vitaminler gibi biyolojik olarak faal durumdadır. Dolayısıyla
enfeksiyonları durdurmada son derece etkilidir. Ayrıca E. coli, Candida ve
Salmonella da dâhil olmak üzere bazı bakteri türlerinin büyümesini önleyen
antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Yapılan araştırmalar, taze zencefilin
birçok solunum yolu enfeksiyonundan sorumlu olan sinsityal virüse (HRSV)
karşı etkili bir mücadele yürüttüğünü kanıtlamıştır. Zencefil ayrıca hem
probiyotik açısından zengindir hem de bulantıyı önleyen bir kök baharattır.
Kış aylarında tazesiyle ya da çay haliyle mutlaka elinizin altında bulunması
gerekir.
Sarımsak gibisi yok!
Sarımsaktaki aktif bileşikler, enfeksiyon riskini azaltır. Bu aktif
bileşiklerden alisin sayesinde bağışıklık sistemi, soğuk algınlığı ve gribi
iyileştirebilir. Alisinin, insanı soğuk algınlığından %63 koruduğu ve
hastaları da ortalama 3,5 gün daha erken iyileştirdiği kanıtlanmıştır.
Sarımsak özü alan hastalar ise hem %21 daha az hastalık belirtisi göstermiş
hem de %58 oranında daha hızlı iyileşmiştir çünkü sarımsak bakteriyel ve
viral enfeksiyonlarla mücadele eden güçlü antimikrobiyal ve antiviral
özelliklere sahiptir. Kokusu sizi endişelendiriyorsa günde iki-üç kez bir
tane karanfille birlikte tüketebilir, etkisini artırmak için de ezip,
pişirmeden önce 10 dakika bekleyebilirsiniz.
Üzümsü meyveleri ihmal etmeyin
Sonu “-berry” ile biten ve bizde “üzümsü meyveler” olarak yer alan bazı
yemiş türleri de kış aylarında bağışıklığı en fazla destekleyen besinler
arasında. Örneğin böğürtlen, frambuaz, yaban mersini, yabani çilek, üvez,
Bektaşi üzümü, ahududu, kızılcık, mürver, bu yemişlerden bazıları. Elbette
hepsi aynı mevsimde yetişmiyor ve örneğin dut gibilerinin kuru olanı epey
makbul.
Üzümsü meyveler, Amerikan yerlilerinin soğuk algınlığı gibi enfeksiyonları
tedavi etmek için yüzyıllardır kullandığı şifa kaynakları çünkü bu meyveler
antimikrobiyal özelliklere sahip ve polifenoller bakımından da hayli zengin.
Araştırmalar, üzümsü meyvelerdeki polifenollerinin bünyeyi influenza
virüsüne, dolayısıyla gribe karşı koruduğunu gösteriyor. Staphylococcus, E.
coli ve Salmonella enfeksiyonlarına karşı da savunma sağlıyorlar.
Bağışıklığı artırdıkları da yüksek miktarda c vitamini içerdikleri de
biliniyor.
Hindistancevizi yağının faydası
Araştırmalara göre hindistancevizi yağı mide ülseri, sinüzit, diş
boşlukları, gıda zehirlenmesi ve üriner sistem enfeksiyonlarına yol açan
bakteri türleriyle de aktif halde mücadele ediyor. İnfluenza ve hepatit
C'den sorumlu virüslere karşı da etkili olduğu öne sürülüyor. İnsan
sağlığını olumsuz yönde etkileyen candida albicans ile de mücadeleye
yardımcı oluyor.
Uzmanların önerisi, yemeklerde tereyağı veya bitkisel yağlar yerine
kullanmamız yolunda… Ancak toplum olarak Hindistan cevizi yağına pek aşina
olmadığımız için yüksek alımda mide bulantısı veya sulu dışkı sorunuyla
karşılaşmamız da mümkün. En ideali ise günde iki yemek kaşığı kadar (30 ml)
almak ve bağışıklığı destekleyen avokado, fındık, zeytin ve ketentohumu
yağlarına da bünyede yeterli yer ayırmak.
Yüzyılların sağlık dostu
Asya ve Avrupa geleneksel tıbbının ayrılmaz bileşenlerinden biri olan meyan
kökü, E. coli, Candida albicans ve Staphylococcus aureus da dâhil olmak
üzere bazı mantar ve bakterilerle savaşıyor. Meyan kökü de grip,
gastroenterit ve çocuk felcinden sorumlu virüslere karşı savaşabiliyor.
İçerdiği yüksek orandaki şeker nedeniyle, özelikle şeker alımını azaltmak
isteyenler için meyankökü çayı olarak tüketilmesi öneriliyor.
Çok fazla meyankökü tüketmek ise bazı durumlarda riskli, özellikle yüksek
tansiyona sahip olanlar, anormal kalp ritmi bulunanlar ve erken doğum riski
taşıyanlar dikkat etmeli…
Yağlı tohumlar, kuruyemişler…
Kuruyemişler ve yağlı tohumlar birer vitamin ve mineral deposu, özellikle de
selenyum, bakır, E vitamini ve çinko açısından… Bu vitamin ve mineraller ise
bağışıklık sisteminin en önemli destekçileri. Kuruyemiş ve tohumların,
içerdikleri lifler bir yana, önemli antioksidan ve sağlıklı yağlar
bakımından da zengin olduklarını unutmamak gerekiyor.
Tatlı patatesin içerdiği A vitamini
İşte bir A vitamini zengini sebze: Tatlı patates… Kış aylarıyla ilgili hemen
her zaman C vitamini ön planda tutulsa da A vitamini de bu hastalık mevsimi
için son derece önemli. Örneğin bir çalışmaya göre, A vitamini eksikliği
bulunan çocukların solunum semptomlarına yakalanma olasılığı normal A
vitamini düzeyine sahip çocuklarla kıyaslandığı % 35 daha yüksek! A vitamini
takviyesi alan bebekler de aşılara daha fazla yanıt veriyor.
Elbette A vitaminin de kararında tüketilmesi gerekiyor çünkü fazlası mide
bulantısı, baş ağrısı, kemiklerde zayıflama, koma ve hatta erken ölüm gibi
olumsuz etkilere yol açabiliyor. Bu nedenle en ideali, A vitaminini yiyip
içtiklerimizden karşılamak. A vitamini, tatlı patates dışında havuç, koyu
yeşil yapraklı sebzeler, kabak, marul, kuru kayısı, kırmızı biber, balık ve
dalak, ciğer gibi sakatatta bulunuyor.
Bu takviyeler güçlü bir bağışıklık için şart
Bağışıklık sisteminin iyi çalışması ve hastalıklara karşı dirençli olması
için, çeşitli besin maddelerinin dengeli ve düzenli biçimde tüketilmesi
gerekiyor. Yukarıda saydığımız gıda maddelerini tüketen ve bu sayede dengeli
bir diyet uygulayan herkes, güçlü bir bağışıklık sistemi için tüm günlük
gereksinimlerine ulaşabilir.
Yine de bağışıklık sistemimizin ihtiyaç duyduğu her besin maddesi mutlaka
yiyecek ve içeceklerle karşılanamayabilir. Bu gibi durumlarda yapılması
gereken, bazı bilinen takviyeleri kullanmaktır.
Probiyotikler: Genellikle laktobacillus ya da bifidobakteri türleri ile
desteklenen bağışıklık sistemi, günde 2-3 milyarlık koloni oluşturabilir.
C vitamini: Günde yaklaşık 75-90 mg civarında alınacak C vitamini, hastalık
sırasında 1 gram artırılırsa daha da fayda sağlayabilir.
Multivitamin A: Demir, çinko, bakır, E vitamini ve selenyum içeren
maddelerin RDI'ları, % 100'ünü karşılamak için yeterli miktarda olmalıdır.
Çinko pastilleri: Soğuk algınlığı belirtilerinin ilk günlerinde alınan
günlük en az 75 mg’lık dozlar enfeksiyon süresini azaltmada etkili olabilir.
D vitamini: Vücuttaki D vitamini yetersizliği grip, sinüs enfeksiyonları ve
bronşit de dâhil olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları riskini
artıracaktır. En büyük D vitamini kaynağı olan güneşin kendini az gösterdiği
kuzey yarı kürede ve kış mevsiminde, D vitamini takviyelerini günlük en az
600 IU (15 mcg) olarak tüketmek gerekir.
Hastalıksavar kış çayı
Kış ayları boyunca elinizin altında hazır bulunduracağınız bu kış çayı ile
hem bağışıklık sisteminizi güçlendireceksiniz hem de hastalıkların en yaygın
olduğu kış mevsimini sorunsuz ve sağlıklı geçireceksiniz. İşte malzemeler:4
dilim portakal3-4 adet karanfilYarım çubuk tarçın1 küçük kök zerdeçal1 tatlı
kaşığı hibiskus4 su bardağı suHazırlanışı:1 litre su içerisinde tarçın hariç
bütün malzemeler kaynayana kadar ısıtılır ve servis edilir.
Kaynak
Resim kaynak
grafiksaati.com[at]gmail.com | gizlilik politikası