Ana Sayfa  Annelik  El sanatları  Haber  Magazin Dünya Magazin TR  Ressamlar  Seramik  Tiyatro  Yazı Yemekler

Özel Arama

Millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Kılıçdaroğlu kimdir? Altılı Beşli masanın ortak adayı Kılıçldaroğlu
Millet ittifakının ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kimdir?

Kemal Kılıçdaroğlu: Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Altılı Masa'ya dönmesinin ardından 14 Mayıs’ta yapılacak seçimde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ilan edildi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı ilk kez “cumhurbaşkanlığı mücadelesi” verecek.

14 Mayıs seçimlerine giderken, Türkiye’nin yanıtını merak ettiği soru ise şu:

Kılıçdaroğlu, 21 yıllık Erdoğan iktidarına son verip yeni bir dönemi başlatarak, “tarih mi yazacak”, yoksa Türkiye’nin en kritik seçimini kayberek siyaset sahnesinden çekilip, “tarih mi olacak”?

Millet İttifakı’nda yer alan İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti liderlerinin desteğiyle cumhurbaşkanı adayı olarak siyasi kariyerinde yeni bir dönem açılan Kemal Kılıçdaroğlu, 1948 yılında Tunceli’nin Nazımiye ilçesinin Ballıca köyünde doğdu.

Babası memurdu ve 7 çocuklu aileyi geçindirmek hiç de kolay değildi. Kendi anlatımına göre ilkokulda önlüğü olmadığı için 23 Nisan töreninde, arkadaşının önlüğünü ödünç alarak kürsüye çıkıp şiir okudu.

Çocukluk ve gençlik yıllarındaki yoksulluk, siyasete girdikten sonra en önemli mücadele hedefi oldu. İktidara geldiğinde “hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği Türkiye” hedefi, en önemli vaatleri arasında yer aldı.

Hedefi maliyeci olmaktı

Kemal Kılıçdaroğlu, babasının mesleği nedeniyle ilk ve ortaöğrenimini Erciş, Tunceli, Genç, Elazığ’da tamamladı. Elazığ Ticaret Lisesi’ni birincilikle bitirdi.

O yıllarda Ticaret Lisesi mezunları üniversite sınavına giremediği için Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne yaptırdı.

Yakınlıkları olmasa da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sınıf arkadaşları arasındaydı. Arkadaşlarının anlatımına göre başarılı bir öğrenciydi ve hocaları akademide kalmasını da istemişti.

Ancak, yoksul bir ailenin çocuğuydu ve bir an önce “devlette” işe girmeyi tercih etti. Hedefi “maliyeci” olmaktı.

1971’de hesap uzmanlığı sınavını kazanıp Maliye Bakanlığı’nda başladığı kariyerini, 1999’da kendi isteğiyle emekli olduğu Sosyal Sigortalar Genel Müdürü olarak tamamladı.

1974 yılında ise Selvi Kılıçdaroğlu ile evlendi.

Ecevit’in listesine giremedi

Emekli olmasının bir nedeni de siyasi hayatı boyunca örnek aldığı Bülent Ecevit’in Demokrat Sol Partisi’nde (DSP) siyaset yapma isteğiydi.

Ancak DSP listelerinde yer bulamadı. Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği Başkanlığı’nı yaptığı sırada Deniz Baykal tarafından CHP’ye davet edildi.

Önce Parti Meclisi'ne, ardından Merkez Yürütme Kurulu'na girdi. 3 Kasım 2002 seçimlerinde CHP’den İstanbul Milletvekili seçildi.

Hayatını anlatan “Anadolu’nun Kemali” belgeselinde siyasete giriş nedenini ise şöyle anlatacaktı:

“Siyasete girdim. Bazen şu söyleniyor aydınlar tarafından, 'Siyaset çok kirli, girdiğim zaman bana da bulaşır.’ Ama birilerinin o kiri temizlemesi ve o mücadelede başarı sağlaması lazım.

"Birilerinin de mücadele eden insana destek vermesi lazım. İktidarda olan, bakan olanların hesap verme yükümlülükleri var. Siyasete giren kişi hem kendi hayatını hem geleceğin hem toplumun geleceğinin hesabını vermelidir.

30’lar hareketiyle Baykal’a bayrak açtı
Ancak Kılıçdaroğlu Baykal ile yönetim anlayışı konusunda ters düştü. CHP’nin “dar kadrocu” anlayıştan kurtulması ve “iktidar yürüyüşünü” başlatması gerektiğini savunan 30 milletvekiliyle birlikte bir bildiri kaleme alıp, Olağanüstü Kurultay talep etti ancak sonuç alamadı.

Baykal’ın istifasının ardından genel başkanlık görevini üstlendikten sonra ise görüş ayrılıklarına karşın Baykal ile diyalog kapılarını hep açık tuttu.

Gökçek ve Dişli dosyası ile siyasette yıldızı parladı

Siyasete girdikten sonra önceliği yolsuzlukla mücadele dosyaları oldu.

Siyasette yıldızını parlatan ise dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve o dönem AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Şaban Dişli hakkındaki yolsuzluk iddialarını gündeme getirmesiydi.

Kılıçdaroğlu’nun para karşılığı iş takibi yapmakla suçladığı Dişli, kısa süre sonra görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

22 Eylül 2008 tarihinde düzenlediği bir basın toplantısında ise dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın şirketleri ile ilgili hayali ihracat ve uyuşturucu kaçakçılığı iddialarına ilişkin belgeleri kamuoyuna açıkladı.

Fırat, iddiaları reddetmesine karşın, kısa süre sonra sağlık sorunlarını gerekçe göstererek görevinden ayrılmak zorunda kaldı.

Doğalgaz sayaç yolsuzluğu iddialarını dile getirdiği dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile katıldığı televizyon programında kamuoyundan büyük destek aldı.

Televizyon programındaki düellodan sonra Gökçek istifa etmedi ancak Kılıçdaroğlu’nun siyasette yükseliş döneminin yolunu açtı.

Belediye başkan adaylığından genel başkanlığa
“Dürüst politikacı” imajı onu 2009 seçimlerinde CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına taşıdı. Sakin ve yolsuzlukla mücadele konusunda ikna edici konuşmaları ve fiziksel benzerliği nedeniyle, Hindistan bağımsızlık hareketinin lideri Gandi ile özdeşleştirildi ve “Gandi Kemal” diye anılmaya başlandı.

Dönemin CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ile “kapı kapı dolaşarak” seçim kampanyası yürüttü.

Ancak aldığı yüzde 36,8 oy belediye başkanı seçilmesine yetmedi ve AKP’nin adayı Kadir Topbaş, yaklaşık 8 puan farkla seçimi kazandı.

Bu seçimlerden yaklaşık bir yıl sonra ise CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı hedef alan kaset skandalı, Kılıçdaroğlu’na genel başkanlık yolunu açtı.

Baykal’ın en yakınındaki isimlerden eski Genel Sekreter Önder Sav’ın da aralarında bulunduğu partinin önde gelen isimlerinin desteğiyle genel başkan adaylığında karar kıldı.

CHP’nin 22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. Olağan Kurultayı'nda partisinin 7. Genel Başkanı seçildi.

'Sakin Güç'

Eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun “Fazla sakin. Bu kadar sakin olması, bazen beni de gerçekten çileden çıkarıyor”sözleriyle tarif ettiği Kılıçdaroğlu, bu özelliğini parti yönetimine de yansıttı.

Facebook’da Kılıçdaroğlu adına “sakin güç” profiliyle de hesap açıldı. Ancak bir süre sonra parti içinde yumuşak üslubu nedeniyle, “lider olamadığı, yumruğunu masaya vuramadığı”eleştirileri ile karşı karşıya kaldı. Bu eleştirilere karşın, üslubunu değiştirmedi. Her kurultaydan gücünü artırarak çıktı.

Karşısına iki kez genel başkan adayı olarak çıkan ve yönetim anlayışına en sert eleştiriler yönelten Muharrem İnce’yi, “Anketlerde en yüksek o çıkıyor” diyerek, 2018 seçimlerinde cumhurbaşkanlığına aday gösterdi.

Seçimden sonra kendisine sert eleştiriler yöneltmesine karşın disiplin yoluna başvurmadı. Bir süre sonra İnce partiden ayrılarak, Memleket Partisi’ni kurdu.

Adalet Yürüyüşü

Eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun “Fazla sakin. Bu kadar sakin olması, bazen beni de gerçekten çileden çıkarıyor”sözleriyle tarif ettiği Kılıçdaroğlu, bu özelliğini parti yönetimine de yansıttı.

Facebook’da Kılıçdaroğlu adına “sakin güç” profiliyle de hesap açıldı. Ancak bir süre sonra parti içinde yumuşak üslubu nedeniyle, “lider olamadığı, yumruğunu masaya vuramadığı”eleştirileri ile karşı karşıya kaldı. Bu eleştirilere karşın, üslubunu değiştirmedi. Her kurultaydan gücünü artırarak çıktı.

Karşısına iki kez genel başkan adayı olarak çıkan ve yönetim anlayışına en sert eleştiriler yönelten Muharrem İnce’yi, “Anketlerde en yüksek o çıkıyor” diyerek, 2018 seçimlerinde cumhurbaşkanlığına aday gösterdi.

Seçimden sonra kendisine sert eleştiriler yöneltmesine karşın disiplin yoluna başvurmadı. Bir süre sonra İnce partiden ayrılarak, Memleket Partisi’ni kurdu.

Adalet Yürüyüşü

Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı olduktan sonra silahlı ve yumruklu saldırıların da hedefi oldu. 2014’de haftalık olağan grup konuşmasını yapmak üzere Meclis grup salonuna girerken, bir ziyaretçinin yumruklu saldırısına uğradı. “Kılıçdaroğlu’nun politikalarını beğenmiyorum. Vatan haini olarak görüyorum” diyen saldırgana 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Katıldığı bazı cenazelerde önüne “mermi” bırakılan Kılıçdaroğlu, 25 Ağustos 2016’da ise Şavşat-Ardanuç yolu üzerinde PKK’nın silahlı saldırısına uğradı ancak yara almadan kurtuldu.

Ankara Çubuk Akkuzulu Mahallesi’nde düzenlenen cenaze töreninde bir grubun önce sözlü, ardından da yumruklu saldırılarının hedefi olan Kılıçdaroğlu, güvenlik güçleri tarafından bir eve götürüldü.

Evin etrafında toplanan kalabalığın “Yakın bu evi” diye sloganlar atması üzerine Kılıçdaroğlu, son anda zırhlı bir araçla bölgeden uzaklaştırıldı.

Partiyi sağa çekmekle eleştirildi
Kılıçdaroğlu, genel başkanlık koltuğuna oturduktan sonra “Yeni CHP” söylemini benimsedi. Bu ifadeyle “yeni yönetimi, özgürlüğü getiren yönetimi” kastettiğini ifade etti.

Ancak “Yeni CHP söylemi” özellikle parti içindeki “ulusalcı” kadroların tepkisine yol açtı, partiyi Atatürkçü çizgisinden uzaklaştırmak, laiklik vurgusunu öne çıkarmamakla suçlandı.

CHP lideri “iktidar hedefine” ise seçmen tabanını genişleterek ulaşılacağı görüşünü hep korudu. O nedenle merkez sağdan, hatta AKP’den ayrılan bazı isimleri parti yönetimine taşıdı.

Aralarında milli görüş kökenli Mehmet Bekaroğlu, ilk AKP hükümetinde Başbakan Yardımcısı olan Abdüllatif Şener’in de bulunduğu birçok isim hala CHP’de milletvekili olarak görev yapıyor. Kılıçdaroğlu bu tercihi nedeniyle, parti içindeki muhalifleri tarafından “CHP’yi sağa çekmekle” eleştirildi

Dokunulmazlık kararına destek verdi

Kılıçdaroğlu, 2016’da AKP’nin geçici anayasa değişikliğiyle, o dönem Meclis’te bulunan dosyalardan milletvekili dokunulmazlıklarınının kaldırılmasına, partisinden itirazlara ve bazı milletvekilerinin “Hayır” demesine karşın, destek verdi.

Bu kararla aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu çok sayıda HDP'li milletvekili tutuklandı.

Kılıçdaroğlu’nun bu kararı “HDP ile yan yana görünmeme” çabası olarak yorumlandı. Bu karar HDP’lilerin tepkisine yol açtı, birçok yorumcuya göre de Kürt seçmende “kırılma” yarattı.

Kılıçdaroğlu, 2018 seçimlerinden sonra ise sadece sağ kesimlere değil, partiye mesafeli duran Kürt seçmene de sıcak mesajlar verdi, 2019 yerel seçimlerine giden süreçte HDP’yle diyalog kapılarını açık tuttu.

2019 stratejisini “AKP’ye kaybettirme” üzerine kuran HDP; batı illerinde aday çıkarmaması, CHP’nin İstanbul, Mersin’in de aralarında bulunduğu illerin kazanılmasında önemli rol oynadı.

Kılıçdaroğlu, 2023 seçimlerine giden süreçte ise "helalleşme" çağrısı ile başta Kürt seçmen olmak üzere, partisine mesafeli kesimlere diyalog mesajı verdi.

İhsanoğlu ve Gül ile seçim kazanma hesabı tutmadı
2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, AKP’nin adayı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı “muhafazakar” adayla seçimin alınacağı inancındaydı.

CHP ve MHP ile birlikte eski İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu cumhurbaşkanlığına aday gösterdi ancak Erdoğan ipi göğüsledi. Aday tercihi nedeniyle Kılıçdaroğlu ise eleştirilerin odağındaki isim oldu.

CHP, sistem değişikliğinin ardından 2018 seçimlerine İYİ Parti, Demokrat Parti ve Saadet Partisi ile “Millet İttifakı” adı altında girdi. Resmen kamuoyuna açıklanmadı ancak Kılıçdaroğlu’nun aklındaki isim Erdoğan’ın “eski yol arkadaşı”, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dü.

Bu niyetini ittifakta yer alan siyasi partilerin liderlerine de açtı ancak İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener karşı çıkınca, ittifaktaki partiler cumhurbaşkanlığı seçimlerine kendi adaylarıyla katıldılar.

Kılıçdaroğlu bu seçimlerde, kendisine karşı parti içinde genel başkanlık mücadelesi veren Muharrem İnce’yi aday olarak çıkardı.

Millet İttifakı ile yerel seçim başarısı

Sağ-muhafazakar kesimlere partiyi açarak parti tabanını genişletme politikası, CHP oylarını yüzde 25 bandının üzerine taşıyamadı.

Ama 2017 anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi, Kılıçdaroğlu’nun yeni bir stratejiyi hayata geçirmesinin yolunu da açtı.

MHP’den ayrılıp, referandum sürecinde muhalefetle birlikte anayasa değişikliğine “Hayır” cephesinde yer alan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le ittifak masasına oturdu.

Yeni kurulan İYİ Parti’nin önüne “seçime girme engeli çıkarılması” sonrası, Akşener’in de talebiyle, akla gelmeyecek bir hamle yaptı. O dönem Anayasa’ya göre seçime girme koşullarından biri “Meclis’te grup kurmak” olduğu için 15 milletvekilini “ödünç” verdi.

Kılıçdaroğlu, bu kararını “demokrasinin önünü açma” anlayışına dayandırdı.

2018 seçimlerinde “çoklu aday” çıkarılması nedeniyle seçimi Erdoğan kazanmasına karşın, ittifak politikası, 2019 yerel seçimlerinde ise başarı getirdi.

HDP’nin batı illerinde aday çıkarmaması üzerine CHP, yaklaşık 25 yıl boyunca AKP’li başkanlar tarafından yönetilen Ankara ve İstanbul’un da aralarında bulunduğu 11 büyükşehirde belediye başkanlığını kazandı

Altılı Masa’nın mimarı

Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçimlerden sonra da kritik konularda birlikte hareket etmeyi sürdürdü. Kılıçdaroğlu, bir sonraki seçimlerdeki hedefini “tek adam rejimi”olarak nitelendirdiği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini değiştirmek olarak koydu.

Bu öneri İYİ Parti’de de karşılık buldu. AKP’den ayrılarak DEVA Partisi’ni Kuran Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile Saadet Partisi ve Demokrat Parti liderleri bu görüşe destek verdi.

Kılıçdaroğlu, yeni kurulan bu partilerle diyalog kapısını açık tuttu. Bu görüşmeler bir süre sonra Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem değişikliği için 6 siyasi partinin temsilcilerinden oluşan komisyon kurulması kararıyla sonuçlandı.

Komisyonun güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasını tamamlamasının ardından, 6 siyasi partinin lideri, 12 Şubat 2022’de ilk kez “yuvarlak masa” etrafında toplandı, sistem önerisi 28 Şubat’ta kamuoyuna açıklandı.

İlerleyen süreçte sistem değişikliği önerisi seçim işbirliğine dönüştü ve 26 Ocak’ta yapılan toplantıda Altılı Masa, “Millet İttifakı” olarak kendini tanımladı.

Adaylık süreci
Kılıçdaroğlu’nun “parti genel başkanları, cumhurbaşkanı adayı olmamalı” gerekçesiyle 2018 seçimlerinde aday olmaması, partisi içinde de eleştirildi. Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki gerekçesi, parti başkanı olan bir cumhurbaşkanının “tarafsız olamayacağı” idi.

Ancak seçimin kazanılması halinde, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçiş vaadi, “aday olmama” kararını değiştirdi. Hatta cumhurbaşkanı seçilmesi halinde partisiyle de bağını keseceği konuşuldu.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ise ilk olarak Aralık 2020’de Meclis’teki bütçe görüşmelerinde, AKP Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’a verdiği yanıtla gündeme geldi.

Kendisine “Aday ol, aday” diye laf atan Can’a, “Benim aday olup olamayacağımı size kim söyledi?” karşılığını vermesi, adaylık sinyali olarak yorumlandı.

Kılıçdaroğlu, bu tarihten sonra adaylığa ilişkin sorulara açık kapı bıraktı ve “Altılı Masa’nın üzerinde uzlaşması halinde cumhurbaşkanı adayı olabileceğini” ifade etti.

İYİ Parti tarafından gündeme getirilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ise “Belediye başkanlarının görevine devam etmesini istiyorum” açıklamalarıyla rezerv koyarak, bir anlamda kendi adaylığı için alan açtı.

İmamoğlu’na siyasi yasak kararı

Kılıçdaroğlu’na karşı potansiyel aday olarak gösterilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, "Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği" gerekçesiyle açılan davada hapis cezası ve siyasi yasak kararı verildi. Karar verildiği gün Almanya gezisine başlayan Kılıçdaroğlu, özel uçakla Türkiye’ye döndü.

Yargı kararının seçimlerden önce kesinleşme ihtimali, Erdoğan’ın en güçlü rakibinin de bir anlamda “yargı eliyle devre dışı bırakılması” olarak yorumlandı. Bu kararın ardından Kılıçdaroğlu’nun adaylık için Altılı Masa’da eli daha da güçlendi.

Aday belirleme süreçleri yaklaşırken, İYİ Parti’de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz sesleri iki gerekçeyle yükseldi. Birincisi gerekçe, anketlerde Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın çok gerisinde kaldığı iddiasıydı.

İkincisi ise daha çok kulislerde seslendirilen ancak kimi partilerce açıkça da dile getirilen “Alevi” kimliğiydi.

Başlangıçta, kulislerde konuşulan bu çekinceyi, İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, “Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliği, Sünni Müslüman kesimler tarafından bir endişedir” sözleriyle açıkça dile getirdi.

Daha sonra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Oral, Kılıçdaroğlu ve Alevilerden özür diledi.

CHP ile İYİ Parti arasındaki “adaylık gerilimi” 2 Mart’taki aday belirleme toplantısında doruk noktasına çıktı. Akşener, partisinin talebinin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş veya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aday olması yönünde olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu’nun, “belediye başkanları görevine devam edecek” görüşünü dile getirmesi üzerine adayın “kamuoyu anketi” ile belirlenmesi önerisi de masada kabul görmeyen Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını Partisinin Genel İdare Kurulu’na götürmek için 6 Mart'a kadar süre istedi.

3 Mart’ta toplanan İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nda Kılıçdaroğlu’nun adaylığı oya sunuldu ve reddedildi. Toplantı sonrasında basın toplantısı düzenleyen Akşener, masadaki beş partiyi, partisini “kıskaca almakla, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışmakla” suçladı.

Akşener, Yavaş ve İmamoğlu’na da adaylık çağrısı yaptı. Altılı Masa’nın artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıktığını savunan Akşener, “Ne bir kumar masasında ne de bir noter masasında olmayacağız” sözleriyle rest çekti.

Türkiye muhalefetinde deprem etkisi yapan bu çıkışın ardından Yavaş ve İmamoğlu, genel başkanları Kılıçdaroğlu’na destek açıkladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 6 Mart'ta İYİ Parti Genel Merkezi'nde Meral Akşener'le görüştü. Akşener, İmamoğlu ve Yavaş'ın, yetkili ve icracı Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmalarını önerdi.

Millet İttifakı'nın yaklaşık iki saat gecikmeyle başlayan toplantısına, önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen Akşener de katıldı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Millet İttifakı'nın yaklaşık 4 saat süren toplantısının ardından ittifakın cumhurbaşkanı adayının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı.

Tüm genel başkanlara teşekkür eden Kılıçdaroğlu, "Bu sofra Halil İbrahim sofrasıdır. Bizim soframız, barışın ve kardeşliğin sofrasıdır" dedi.

Millet İttifakı seçimi kazanırsa, ittifakı oluşturan partilerin liderleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak.

İttifak, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçiş için 12 maddelik bir yol haritası da açıkladı.

Yazan Ayşe Sayın

Yayın tarihi 07.03.2023

Kaynak

Resim kaynak

Bu sayfada en çok aranan terimler
Altılı masa, beşli masa, millet ittifakı. akşener'siz, 6'lı masa,5'li masa 

Copyright: Her hakkı saklıdır | grafiksaati.org[at]gmail.com| gizlilik politikası