Ana Sayfa Annelik El sanatları Haber Magazin Dünya Magazin TR Ressamlar Seramik Tiyatro Yazı Yemekler
Özel Arama |
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar verildi,
dava 29 Aralık'a ertelendi
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) "kimyasal silah kullandığına" yönelik
iddiaları yorumlarken kullandığı ifadeler gerekçe gösterilerek hakkında dava
açılan Türk Tabipleri Birliği (TBB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı
bugün ilk kez hâkim karşısına çıktı. Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar
verildi. Dava 29 Aralık'a ertelendi.
Savcı bugünkü duruşmada; "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türk milletini,
Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamak" ile
suçlanan Fincancı hakkındaki mütalaasını açıklandı.
Fincancı'nın üzerine atılı suçlama uyarınca üst sınırdan cezalandırılmasını
isteyen savcı, 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis ve tutukluluk halinin de devamını
talep etti.
Mahkeme heyeti de, savcının, tutukluluğun devamı talebini kabul etti.
Fincancı: Tıbbi görüşüm kriminalize edildi
Duruşması öncesi, İstanbul'da Çağlayan Adliyesi önündeki alan, polis tarafından
kapatıldı.
Duruşmaya, CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu; HDP
milletvekilleri Züleyha Gülüm, Musa Piroğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Oya Ersoy
ve Dilşad Canbaz, TİP Milletvekili Ahmet Şık izleyici olarak katıldı.
İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç ve İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ile
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve ABD İstanbul Konsolosluğu’ndan temsilciler
de mahkeme salonundaydı.
Türkiye'nin farklı illerinden tabip odalarının başkanları da Fincancı'ya destek
olmak için duruşmaya katıldı.
Duruşma, Fincancı’nın kimlik tespitinin yapılmasıyla başladı.
Fincancı savunmasını yaparken, “Tıbbi görüşüm kriminalize edildi. O yayında
kısaca ön tanımdan söz ettim. Videoda bazılarında kimi belirtiler vardı. Ama
etkilenmemiş olanlar da vardı. Etkilenenlerden birinin ağzından köpükler
geliyordu. Bir araştırma ihtiyacından söz ettim. Bilimsel ve ifade özgürlüğü
hakkımın kullanıldığı görülebilir” dedi.
Milli Savunma Bakanlığı avukatlarının davaya katılma talebi, mahkeme tarafından
rededildi.
İlk duruşma öncesi TTB adına basın açıklamasını ise birliğin ikinci başkanı Ali
İhsan Ökten okudu.
Ali İhsan Ökten, "Tamamen siyasi hedeflerle ve açık bir hukuksuzlukla sürdürülen
bu sürecin bugün sonlandırılmasını umut ediyoruz" dedi.
Ökten, "Türk Tabipleri Birliği ve tabip odalarımızın örgütsel bütünlüğü ile
buradayız ve Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın derhal serbest bırakılmasını ve
hakkındaki suçlamaların düşürülerek ilk duruşmada beraatini bekliyoruz" diye
konuştu.
Aralarında Dünya Tabipleri Birliği (WMA), Uluslararası Af Örgütü (Amnesty
International), İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) de yer aldığı pek çok
uluslararası sivil toplum kuruluşu (STK) da, Fincancı'nın serbest bırakılması
için çağrıda bulundu.
STK'ların ortak açıklamasında, Fincancı’nın özgürlüğüne kavuşmasının, insan
hakları savunuculuğu için de olumlu bir anlam ifade edeceği kaydedildi.
Şebnem Korur Fincancı hakkında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki
operasyonlarında "kimyasal silah kullandığı" iddialarına yönelik
değerlendirmeleri sonrası 20 Ekim’de soruşturma başlatıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türk
milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını
aşağılama" suçlamalarıyla soruşturma başlattığı Fincancı, 26 Ekim'de gözaltına
alındı, 27 Ekim'de de tutuklandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Şebnem Korur Fincancı ve TTB merkez yönetiminin
görevden alınması için davaname hazırladı. Davaname, Cumhuriyet Savcısının
kamuyu ilgilendiren ancak ceza davası niteliği taşımadığı için hukuk
mahkemelerinde görülecek olan davayı açtığı belge.
Fincancı geçen ay BBC Türkçe’nin sorularını yazılı olarak yanıtlamış, hakkındaki
sürecin "hukuki değil siyasi olduğunu" söylemişti. Fincancı ayrıca hakkındaki
soruşturmayı öğrenip yurt dışından dönmüş birisi için kaçma şüphesinden
bahsedilemeyeceğini vurgulamıştı.
Şebnem Korur Fincancı kimdir?
Şebnem Koru Fincancı, 1983 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi’nden mezun olduktan adli tıp alanında uzmanlık eğitimi aldı.
1996’da profesörlük unvanını elde eden Fincancı, 1999 yılında İstanbul
Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi bünyesinde Adli Tıp Polikliniği’ni kurdu.
Yıllar içinde çalışmalarını, ağırlıklı olarak işkence konusunda yoğunlaştırdı.
1990’lı yıllarda ve 2000'lerin başında, sendikacı Süleyman Yeter'in öldürülmesi
ve Manisalı gençlerle ilgili davalarda işkenceyi raporlarla saptadı.
1997’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı oldu.
2004’te görevden alındı ancak 2005’te İdare Mahkemesi ve Yükseköğretim Kurulu
(YÖK) kararı ile göreve iade edildi.
Fincancı yıllar içinde çeşitli uluslararası çalışmalara da katıldı.
Örneğin, 1996’da Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi
adına, Bosna’nın Kalesija bölgesinde toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin
otopsi çalışmalarında yer aldı.
Filipinler’de, IRCT (İşkence Mağdurları için Uluslararası Rehabilitasyon
Konseyi) tarafından oluşturulan Uluslararası Adli Uzman Grubu’nun bir üyesi
olarak hapishanelerde yaşanan işkencelerle ilgili tıbbi değerlendirmelerde
bulundu.
2012 yılında IRCT adına gittiği Bahreyn’de turist kılığına girerek, denizde
cesedi bulunan ve polise göre boğularak ölen bir gencin vücudundan doku
örnekleri aldı.
Örnekleri Türkiye’ye getirdi ve yaptığı otopside gencin, ailesinin de iddia
ettiği gibi gözaltında işkence ile öldürüldüğü sonucuna ulaştı.
Fincancı, BM İşkencenin Etkili bir biçimde Soruşturulması ve Belgelenmesi
Kılavuzu’nun (İstanbul Protokolü) oluşum sürecine katıldı.
Birçok ülkede; sağlık çalışanları, hukukçular ve insan hakları eylemcilerinin
katıldığı işkencenin soruşturulması ve belgelenmesi eğitimlerinde, İstanbul
Protokolü eğiticisi ve tıbbi eğitim koordinatörü olarak yer aldı.
2016’da hapse girdi
2008 yılında, yaptığı başvuru ardından Ergenekon davasına birey olarak müdahil
oldu.
Yıllar içinde hakkında birçok soruşturma açıldı.
2016’da, Özgür Gündem gazetesinde Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası
çerçevesinde görev aldığı için "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla
açılan soruşturma kapsamında tutuklandı ve yaklaşık 10 gün cezaevinde kaldı.
Yine 2016'da, Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin “Bu Suça Ortak
Olmayacağız” başlıklı bildirisine imza attı.
İmza nedeniyle hakkında açılan soruşturmanın sonucunda 2018’de hapis cezası
aldı.
Bu nedenle 2019’da zorunlu olarak emekli oldu.
Yeniden yargılama ardından 2020’de bu davadan beraat etti.
Fincancı, çeşitli meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşlarında da yöneticilik
yaptı.
1993-1998 yılları arasında Adli Tıp Uzmanları Derneği başkanlığını yürüten
Fincancı, 2002-2006 arasında İstanbul Tabip Odası Genel sekreterliği ve
2006-2008 yılları arasında Türk Tabipler Birliği Onur Kurulu üyeliğini sürdürdü.
Onur kurulu üyeliği döneminde 2003'te TTB temsilcisi olarak Başbakanlık İnsan
Hakları Danışma Kurulu üyeliği de yaptı.
2009 ila 2020 arasında Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) başkanlığını
yürüttü.
2020’da ise TTB Merkez Konsey Başkanı seçildi.
Fincancı, tutuklanmadan önce yazdığı bir notta kendisine karşı bir karalama
kampanyası yürütüldüğünü belirtmişti:
“Sevgili yol arkadaşlarım. Bu gerçek dışı durum ile karşı karşıya kaldığınız
için üzgünüm. Ancak dayanışma ile bu gerçek dışı süreci aşacağımızı biliyorum.
Sizlere kaynaklarıyla bilimsel görüş sürecini aktaracaktım, fırsat olmadı. Bu
süreç bitince delillendirme üzerine bir toplantı yapalım.
“Sizlerin kesinlikle çok yoğunluğunuz vardır, bu yoğunluğa maalesef ben de katkı
sunmuş oldum. Bu karalama kampanyasını da aşıp birlikte mücadele edeceğiz.
İnsanca bir sağlık sistemini hep birlikte kuracağımız günlere dayanışmayla.”
26 12 2022
Bu sayfada en çok aranan terimler | |
Şebnem Korur Fincancı, |
Copyright: Her hakkı saklıdır | grafiksaati.org[at]gmail.com| gizlilik politikası